Kan, kıl, tükürük, izmarit, parmak izi, avuç izi! 8 ayda 579 olay aydınlatıldı

Olay Yeri İnceleme birimleri, kanunlarda kendisine verilen yetkiler doğrultusunda meydana gelen bir olayın aydınlatılması için olay yerinde delil niteliği taşıyabilecek her türlü iz, eser ve emarenin bilimsel ve teknik yöntemler kullanılarak araştırılması, elde edilen bulguların tespiti, kayıt altına alınması ve dokümantasyonu, toplanması, muhafazası ve ilgili yerlere gönderilmesi işlemlerini yerine getiriyor. 17 yıldır sahada görev yapan Kayseri İl Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğü Büro Amiri Komiser Abdullah Gökkaya, şehirde 1 milyonu aşkın bir nüfusa hizmet verdiklerini söyledi.

Suçun önlenmesinin önemli olduğu kadar işlenmiş olan bir suçun tahkikatının yapılması, olayla alakalı delillerin toplanması ve gerekli araştırma soruşturmanın da öneminin büyük olduğunu kaydeden Gökkaya, “Şube müdürlüğümüz ilimiz merkezde 5 ilçede, 5 tane de dış ilçemizde olmak üzere 1 milyonun üzerinde bir nüfusa hizmet vermektedir. Kayseri, ülkemizin ortasında bulunan ve diğer illere geçiş güzergahında tarihi turistik altyapısı olan, sanayisi gelişmiş, 1 milyonun üzerinde nüfusu olan bir şehrimizdir. Bilindiği gibi insanın temel yaşamsal ihtiyaçlarından sonra ilk gereksinimi güvenlik ihtiyacıdır” dedi.

Gökkaya, “Emniyet Müdürlüğümüze bağlı genel asayiş ve düzeni sağlamakla sorumlu tüm personelimiz şehrimizin güvenliği ve huzuru için gece gündüz fedakârca çalışmaktadır. Fakat tüm önleyici önlemlere rağmen suçun meydana geldiği andan itibaren adli polislik dediğimiz husus başlamaktadır. Suçun önlenmesi önemli olduğu kadar işlenmiş olan bir suçun tahkikatının yapılması, olayla alakalı delillerin toplanması ve gerekli araştırma soruşturmanın da önemi büyüktür. Olay yeri inceleme; adli niteliği olan bir olayın meydana geldiği yerde şüpheli, müşteki veya suçtan zarar gören kişi ile olay yeri arasındaki ilişkiyi kurmaya yarayan suçta kullanılan materyallerin ve bulguların çağın gerektirdiği çerçevede bilimsel ve teknik yöntemleri kullanarak olayın çözümüne katkı sağlayan, uzman personel tarafından olay yerinde tespiti, muhafazası ve toplanmasını içeren bir çalışma alanıdır. Olay yeri inceleme meydana gelen adli olaylara gider. Bunlar genelde asayiş yönünden mala ve cana karşı işlenen suçlar ile konularına göre organize, terör ve narkotik suçlar da olay yeri incelemenin gittiği ve inceleme yaptığı olaylar arasındadır” dedi.

“ELDE EDİLEN DELİLLERLE 579 OLAY AYDINLATILDI”

Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğü olarak yılın 8 ayında yapılan çalışmalarda 589 olayın aydınlatıldığını ve bu olaylara karışan 739 şüphelinin tespit edildiğini aktaran Gökkaya, “2022 yılında olay yeri inceleme alanına giren olaylardan elde edilen delillerden bin 167 olay aydınlatılmış, bin 600 şüpheli tespit edilmiştir. Ayrıca 3 bin 558 kişinin parmak izi alınarak, 722 kişinin sahte kimlik kullandığı anlaşılmış, konu adli birimlere intikal ettirilmiştir. 2023 yılının ilk sekiz ayında olay yeri inceleme alanına giren olaylardan elde edilen delillerden 579 olay aydınlatılmış olup, 739 şüpheli tespit edilmiştir. Ayrıca bin 352 kişinin parmak izi alınarak, 192 kişinin sahte kimlik kullandığı anlaşılmış, konu adli birimlere intikal ettirilmiştir” ifadelerini kullandı.

Olay yerinde bulunan her şeyin delil olabileceğine dikkat çeken Komiser Abdullah Gökkaya, “Meydana gelen olaylarda zaten ilk ekip dediğimiz o bölgeye en yakın durumda bulunan arkadaşlarımız en hızlı bir şekilde olay yerine intikal ederler. Eğer bu olay çalışma alanımıza giriyorsa ilgili birimlere haber vererek ve hukuki altyapısını oluşturarak bizlerden ekip talep ederler. Bizler için öncelikli olarak meydana gelen bir olayda inceleme yapılacak alanın yani olay yerinin güvenliği önemlidir. Personelimizin can güvenliğini ön planda tutarak olay yerlerine yaklaşırız. Akabinde insan unsuru muhakkak çok önemlidir. Eğer bir olayda mevzubahis bir insan hayatı ise olaya ilk giden ekiplerimiz gerekli yerlere hızlı bir şekilde haber vererek olayın durumuna göre yaralı kişinin ilk sağlık muayenesi ve sevkini gerçekleştirmek durumundadır. Daha sonra olay yerinde bulunan ve bizler için çok önemli olan delillerin güvenliği önemlidir. Olay yerinde her türlü delil bulunabilir. Olayın niteliğine göre kan, kıl, tükürük, izmarit gibi biyolojik deliller, patlayıcı maddeler, boyalar ve toprak-cam parçaları, uyuşturucu maddeler ve yanıcı yakıcı maddeler kimyasal deliller, elle tutulup gözle görülebilen fiziksel deliller ve parmak izi avuç izi araç lastik izi ve alet izi gibi iz deliler bulunur. Olay yerine giden ilk ekiplerimiz olay yerini ve delilleri ne kadar iyi korur ve muhafaza altına alırsa yapılan çalışmalar o denli başarılı olur ve bizi sonuca ulaştırır. Bu yüzden olay yerinin ilk hali ile aynı durumda kalması ve delillerin yerinin değişmemesi büyük önem arz etmektedir. Zaten bizlerin vatandaşa da tavsiyesi; meydana gelen adli bir olay ile karşılaştıklarında olay yerini bozacak davranışlarda bulunmamaları ve süratle kolluk birimlerini olaydan haberdar etmeleridir” şeklinde konuştu.

“DELİLE OLAN GÜVEN DEVLETE OLAN GÜVENDİR”

Olay yerinde elde edilen delillerin dilsiz birer tanık olduğunu ifade eden Gökkaya, bu delillerin hakim ve savcılara verecekleri kararlarda fayda sağladığını dile getirdi. Gerek personel tecrübesi, gerek kullanılan malzeme olarak dünyanın gelişmiş ülkelerinden daha ileride olduklarını da sözlerine ekleyen Gökkaya, “Hukuk sistemimizde serbest delil sistemi mevcuttur. Yani olay yerinde bulunan her şey gerçekçi ve mantıklı, olayı temsil edici ve hukuka uygun olması durumunda delil niteliği taşıyabilir. Zaten mevzuatımızda da belirtildiği gibi hukuka aykırı olarak elde edilen deliller, delil niteliği taşımaz. Delilden şüpheliye gitme ilkesi hukuk devleti anlayışıyla hukukun temel ilkelerine ve evrensel hukuk kurallarına uygun anayasal hak olan masumiyet karinesinin korunmasına fayda sağlar. Masumiyet karinesi suçsuz bireyin hak ve hukukunu korur. Bir kimsenin suçluluğu ancak ortaya konacak maddi delillerin varlığıyla tespit edilir. Olay yeri inceleme uzmanı yaklaşık üç ay teorik ve uygulamalı eğitimden geçerek uzmanlık kazanır. Teşkilatımızın birimlerinde en uzun süre eğitim alan birimlerimizden biridir olay yeri inceleme uzmanlık eğitimi. Bir olay ekiplerimize intikal ettiğinde çok seri bir şekilde olay yerine gideriz. Uzman arkadaşlarımız öncelikle olay yeri güvenliğini ve kendi güvenliklerini kontrol ederek olay yerini gözlemlerler. Daha sonra aldıkları uzmanlık eğitimleri ve tecrübeleri ile delillerin araştırılması tespiti ve toplanması ile olay yerinin incelemesini yaparlar. Şubemize intikal ettirdiğimiz bulgular niteliklerine göre ayrılarak biyolojik, kimyasal ve iz bulgular olarak ayrılarak ilgili laboratuvarlara sevkini sağlarız. Şubemizde getirdiğimiz materyallerden laboratuvarımızda karanlık odada UV ışıkla çeşitli dalgalarda ışık kaynağı ile parmak izleri ve avuç izleri elde ederiz. Olay yerinde elde ettiğimiz ve laboratuvarda elde ettiğimiz parmak ve avuç izleri tüm Türkiye’de milyonlarca parmak izi ve avuç izi olan sistemimizde karşılaştırması yapılır. Yerli ve milli olarak programlanan Biyometrik Veri Yönetim sistemimizin de devreye girmesi ile olay yerinde elde edilen delillerden daha da hızlı şüphelilere ulaşılması sağlanacaktır. Böylece ‘Delile olan güven devlete olan güvendir’ ilkesi istikametinde adalet mekanizmasının daha hızlı etkin ve adil işlemesi ile hukuk devletine olan güven ve bağlılık artacak suçluların hak ettiği cezayı alması vicdanları rahatlatacaktır. Olay yerinde elde edilen deliller dilsiz birer tanık gibidirler. Olayın çözümüne suçların gerçekleştirdiği suçları ne şekilde işlediğine yardımcı olarak hakim ve savcılarımıza verecekleri kararlarda fayda sağlayacaktır. Ülkemizin jeopolitik konumu dolayısıyla büyük olaylardaki olay yeri inceleme çalışmalarında gerek bilgi gerek tecrübe ve kullanılan malzeme anlamında dünya ülkeleri ile aynı seviyede hatta bazı gelişmiş ülkelerden de ileri durumdayız” dedi.

6 Şubat’ta Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve 11 ilde yıkıma neden olan depremlerde hayatını kaybeden vatandaşların kimlik tespitinin yapılarak cenazelerin ailelerine teslim edildiğini de sözlerine ekleyen Gökkaya, “Ülkemizde meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerde binlerce vatandaşımız hayatını kaybetmişti. Olayın duyulması ile birlikte Kriminal Daire Başkanlığımız organizesinde hızlı bir şekilde tüm Türkiye’deki olay yeri inceleme uzmanları bölgeye sevk edilmiştir. Bu çerçevede da ilimizden Malatya, Kahramanmaraş, Hatay ve Adıyaman illerine uzman personel görevlendirmesi yapılmıştır. Depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımızın büyük çoğunluğunun kimlik tespiti uzman personellerimizin azimli ve gayretli çalışmaları neticesinde alınan parmak izlerinden yapılmış ve cenazeler ailelerine teslim edilmiştir. Parmak izlerinden kimlik tespiti yapılamayan vatandaşlarımızın ise parmak izlerinin yanında ayrıca DNA için örnekler alınmaktadır. Daha sonraki süreçte de bunların DNA eşleşmeleri olduğunda kimlik tespitleri yapılmaktadır. Hayatını kaybeden vatandaşlarımızın kimlik tespitlerinin yapılarak ailelerine teslim edilmesi ve dini vecibelere göre defin işlemlerinin yapılması ailelerin acılarını bir nebze de olsa dindirmektedir. Ayrıca kimlik tespiti insanların öldükten sonraki yasal haklarını da korumakta ve hukuki ihtilafların çözümüne katkı sağlamaktadır” diye konuştu.

“DUYGUSAL OLARAK EN ZORLANDIĞIMIZ OLAYLAR MESLEKTAŞLARIMIZIN ŞEHİT DÜŞTÜĞÜ OLAYLARDIR”

Normal bir insanın duygusal ve ruhen etkilenebileceği olaylarla karşılaştıklarını ancak kendilerinin soğukkanlılıklarını koruyarak gerekli profesyonellikle olayları incelediklerini aktaran Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğü Büro Amiri Abdullah Gökkaya, duygusal olarak en çok zorlandıkları olayların ise vatandaşın huzuru için birlikte görev yaptıkları meslektaşlarının şehit düştüğü olaylar olduğunu belirtti. Gökkaya, “Olay yeri inceleme olarak büyük veya küçük çapta mala ve cana karşı çok farklı nitelikle olayları incelemekteyiz. Bazen bir patlama, bazen bir yaralama, adam öldürme, boğulma terör olayları gibi. Fiziki ve psikolojik olarak çok zorlu şartlarda vakalarla karşılaşmaktayız. Normal bir insanın bedenen ve ruhen etkilenebileceği olaylar bunlar. Bizler bu olaylarda soğukkanlılığımızı koruyarak ve yaptığımız çalışmalarda bunu işimizin bir gereği olarak görmek durumundayız. Aldığımız eğitimlerin karşılığını vermek durumundayız. Kamuoyunun vicdanını da yaralayan yaşanılan her acı ve üzüntü verici olaylarda empati yapmayarak gerekli profesyonellik ile olayları inceliyoruz. Fakat 24 saat vatandaşlarımızın huzuru için birlikte görev yaptığımız arkadaşlarımızın ve meslektaşlarımızın yaralandığı veya hayatını kaybederek şehit düştüğü olaylar da duygusal olarak zorlandığımız olaylardır” ifadelerini kullandı.